YAKUP AĞA KÜLLİYESİ
Kastamonu Alaca Mescit Mahallesi’nde bulunan Yakup Ağa Külliyesi’ni Kanuni
Sultan Süleyman’ın Kilercibaşısı Yakup Ağa 1547 yılında yaptırmıştır. Yapı
topluluğu cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret ve misafirhaneden meydana
gelmiştir.
Külliyenin camisi, kesme taştan kare planlıdır. Üzeri pandantifler üzerine oturmuş, merkezi bir kubbe ile örtülüdür. Caminin önünde üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerinden cami içerisine açılan portal dikdörtgen çerçeveli olup, silmelerle sınırlanmış, yuvarlak kemerli ve üzeri stalaktitlidir. Kastamonu camileri arasında gösterişli portali olan bir yapıdır. Portalin üzerinde de kitabesi bulunmaktadır. Caminin kapıları ve pencere kapakları Kastamonu’ya özgü ağaç işi örneklerindendir.
Caminin yanındaki taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.
YILANLI KÜLLİYESİ
Külliyenin ilk yapılarından olan cami, Abdülfettah-ı Veli Efendi tarafından 1210? yılında yaptırılmıştır. 1827 veya 1837 yılında vuku bulan yangından sonra ikinci defa yaptırılmıştır. 1935 yılında satışa çıkarılan(!) camiler arasındadır. 1963 – 1964 yıllarında A. Hasip Yılanlıoğlu (kendisi Abdülfettah Velî Hazretlerinin neslindendir.) ve bazı hayırseverlerce yeniden ihya edilmiştir. Vakıflar adına tescilli olan cami ibadete açıktır. Camide Ramazan ayında hatim ile namaz kılınmakta, (1987’de vefat eden) Hasip Yılanlıoğlu'nun sürdürdüğü, Miraç gecesinde, (Peygamberimiz'in (a.s.m) kendisine sunulan sütü içmelerini sembolize eden) Mevlitteki Mi'raciye bahrinin özel olarak okutulması ve bu esnada süt ikram edilme geleneği, halen devam ettirilmektedir.
Türbe: Türbede 25 sanduka bulunmaktadır. Bunlar; 672/1273 yılında vefat eden Abdülfettah Veli Efendi ve (iki sanduka hariç) çocuklarına aittir.Bunlardan büyük ve yüksekçe olanı Abdülfettah-ı Velî'nindir.
Dergah evi-imarethane: Darüşşifa alanında bugün kullanılmayan bir tekke yapısı ve imarethane de yer almaktadır. Bu mekanın, asırlar boyu Kadirî dergâhı olarak da hizmet etmiş olduğu da unutulmamalıdır.
Her ne kadar bazı tamiratlar görmüşse de aslına ve hak ettiği şöhretine lâyık bir vaziyette olmayan külliye, manasına uygun hale getirilmeyi beklemektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder